Hatta öyle bir zamana geliniyor ki; kendi kendimize “iri kemikli” olduğumuz yalanını söyleyip ikna oluyoruz. Kilo vermek isteyenlerin çoğu, artık vücudunun tamamen (sağlıksız beslenme ve yanlış diyet seçiminden dolayı) dayanamaz hale gelmesini beklemek gibi büyük bir yanlışa düşüyor. Olaya bir de şu açıdan bakalım, daha önce hiç diyet yapmadan kilo verebileceğinizi düşündünüz mü? Muhtemelen hayır. O halde, diyet yapmak yerine bedeninizi doğal bir şekilde iyileştirmeye ne dersiniz?
İşte size Katrina Love Senn’in kendi tecrübeleri doğrultusunda anlattığı, test edilmiş ve kendinizi harika hissettirecek yiyecek kuralları:
1. Bilinçli bir şekilde yiyin.
Kilolu olduğum zamanlar, en çok dalgın ve stresli olduğum ruh halindeyken oldukça fazla yiyecek tükettiğimi fark ettim. Bedenimi iyileştirmek ve sağlıklı bir vücuda kavuşmak için dikkatimi dağıtan, strese yol açan ne varsa daha bilinçli davranmaya başladım. Çünkü bilinçli bir şekilde hareket etmemin, yediklerime de etki ettiğinin farkına vardım.
Daha bilinçli bir şekilde yemenin yolları ise şunlar:
- Bir masada oturarak yemek (çatal bıçak kullanarak).
- Yiyeceklerin besin değerlerine dikkat etmek.
- Yavaşça çiğnemek.
- Yiyecekleri tadına, rengine ve görünüşüne göre değerlendirmemek.
2. Gerçek yiyecekler yiyin.
Eğer doğal ve sağlıklı olarak kilo vermek istiyorsanız, gerçek yiyeceklerin %80’ini yemeye çalışın. Gerçek yiyecekler, üzerinde oynanmamış, doğadan koparılmış ve bir bütün halindedir. Gerçek yiyecekler vücudunuzu besler ve kendi kendini iyileştirmesine destek olur.
Gerçek yiyeceklere birkaç örnek verelim:
- Taze meyveler
- Yeşil yapraklılar
- Sebzeler
- Deniz ürünleri
- Kahverengi pirinç, darı, kinoa ve polenta gibi kepekli tahıllar
- Fasulye, bakliyat, mercimek ve fındık gibi baklagiller
- Deniz tuzu, şifalı otlar ve bal gibi tatlandırıcılar
- Ayrıca, eğer vejetaryen değilseniz: organik tavuk, et, balık ve yumurta.
Hafif işlenmiş yiyecekler, gerçek malzemelerle hazırlanmış, doğal olarak işlenmiş ve gıda zinciri içerisinde yemeden önce paketlenmiş yiyeceklerdir. Eğer ambalajın üzerinde, içerisindeki malzemeleri okurken oldukça yabancı olduğunuz bir şey görürseniz, ne olduğunu öğrenmeden almayın!
Hafif işlenmiş yiyeceklere birkaç örnek verelim:
- Konserve mercimek
- Fasulye ve nohut
- Mağazalarda satılan humus
- Sızma zeytinyağı
- Sızma Hindistan cevizi yağı
- Soya, badem ve pirinç sütü
- Organik çikolata
- Organik çay ve kahve
Ağır işlenmiş ya da sahte yiyeceklerden kaçının. Bunlara birkaç örnek: Beyaz ekmek, reklamlardaki tatlılar ve şekerler, yapay tatlandırıcılar, derin yağda kızartılmış yiyecekler, fast food, işlenmiş gıdalar ve trans-yağ oranı yüksek yiyecekler.
3. Kendinizi mahrum bırakmayın.
Yiyecek seçimlerinizi hafifçe işlenmiş yiyecekler, sahte ya da gerçek yiyecekler olarak sınıflandırmadan önce, öğünlerinize olabildiğinde çok gıdayı dahil etmeye çalışın. Tüm gıdalar eşit şekilde yaratılmıştır. Örneğin, bir hamburger (hatta vejetaryen burger bile) vücudunuz için hem faydalı hem de zararlı olabilir, çünkü asıl önemli olan hangi malzemelerden yapılmış olduğudur. “Hiç kimse patates kızartmasını ya da hamburgeri elinin tersiyle itmek istemez. Bu yiyecekleri ben de seviyorum, fakat bedeninizi sağlıklı bir hale getirmek ve daha az zararla kurtulmak için bu tarz yiyecekleri tüketmemeliyiz.”
4. Mükemmelliğe değil, sonuca odaklanın.
Binlerce adımlık bir macera, ilk adımı atarak başlar. Yiyecek seçeneklerinizi sınıflandırmak ve çoğaltmak mükemmelliğe değil, ilerlemeye açılan bir kapıdır. Bu felsefe halen daha yiyecek tüketiminin bir parçası olmalıdır. Oldukça keyifli olmasının yanı sıra, birçok yeni gıdayı deneme esnekliğini içeriyor.
Günümüzde, tükettiğiniz yiyeceklerin %80’inin gerçek yiyecek olmasının mümkün olmadığını hissediyor olabilirsiniz. Fakat sizi hedefe doğru götürecek ufak adımları atmanız durumunda, uzun vadede vücudunuzda büyük değişiklikler yaratmanız mümkün olabilir. Attığınız her adımın, kendiniz hakkında daha derin bir farkındalık yaratmak için karşınıza çıkan bir fırsat olduğunu bilin.
Sağlık Editörü
