Çocukluk Çağında Obezite

Beden yağ ağırlığının yağsız ağırlığına göre aşırı artmasına obezite denir. Çocuk, yaşına göre olması gereken ağırlığın %2O fazlasına sahip ise obezite tanısı konur. Çocuklarda yaşa göre olması gereken ağırlık persentillerle belirlenir.
Beden yağ ağırlığının yağsız ağırlığına göre aşırı artmasına obezite denir. Çocuk,yaşına göre olması gereken ağırlığın %2O fazlasına sahip ise obezite tanısı konur. Çocuklarda yaşa göre olması gereken ağırlık persentillerle belirlenir.

Çocuğun beslenmesinde amaç normal,sağlıklı büyüme ve gelişmeyi sağlamaktır. Büyüme ve gelişme bebek ve çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin her ikisi içinde geçerlidir. Bu nedenle çocukların bedenen sağlıklı ve zinde bir vücuda sahip olabilmeleri için yeterli ve dengeli beslenmeleri çok önemlidir.

Normal büyümede yağlanma en hızlı yaşamın ilk 6 ayında ( %25 civarında) olur. Daha sonra ince tipli çocuklarda yağ hücresinin ölçüsü azalırken toplu çocuklarda değişmez. Normal çocuklarda 6.ayda yağlanma artar. Yağlanmadaki bu atrış 5,5 yaş öncesinde olursa 16 yaş ve yetişkinlikteki fazla yağlanmanın işareti sayılır. Bu yaşlar yetişkinlik şişmanlığı için kritik dönemler olarak düşünülür. Yapılan bir araştırmada 2-6 yaş arası erkeklerde ve 2-8 yaş arasındaki kız çocularının ağırlıkları %95 percentilin üzerinde olduğunda bu bireylerin 35 yaşında hafif şişman olma olaslıkları %20-30 bulunmuştur. 9 yaşa kadar erkek ve 10 yaşa kadar kızlarda ise bu oran % 30-40 arasında bulunmuştur. Bu yüzden çocukluk çağında obezitenin önlenmesi çocukların yetişkinlik dönemlerinde de vücut ağırlıklarının normal olması açısından çok önemlidir.

BEBEKLİK DÖNEMİ

Büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu dönemlerde enerji harcaması oldukça yüksektir. Yetişkin bir birey için kilogram başına 24 kcal enerji yeterken bebeklerde bu miktar kg başına 50 kcal ye kadar çıkmaktadır. Bebekleri obeziteden korumanın en güzel yolu ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelerini sağlamaktır. Anne sütü ilk 6 ayda tek başına yeterli olan,bebeğin normal gelişmesine yetecek besin öğelerini içeren yeni doğan ve süt çocukları için en uygun ve doğal tek besindir. Bebeklerin ideal kilo artışları sütün yeterliliğinin göstergesidir. Çocuğun gelişimi normal olduğu sürece 6. aydan sonrada ek gıdalara başlanmak şartıyla emzirmeye 1-2 yıl devam edilebilir.

Anne sütünün yararlılığı da annenin beslenmesi ile çok yakından ilgilidir. Kaliteli bir süt oluşumunu sağlamak ve bebeğin yeterli beslenmesini sağlamak için annenin düzenli aralıklarla beslenmesi,her besin grubundan tüketmesi ve yeterli miktarda su tüketmesi çok önemlidir.

Bebeklerin sindirim sisteminin çalışması yetişkinlerden farklıdır. Yetişkinlerin eksine ağızdaki sindirim bebeklerde çok azdır. Bu nedenle bebeklerde sindirim midede başlar demek yanlış olmayacaktır. Her bebeğin ise mide boşalma hızı farklıdır. Bu nedenle sabit saat aralıkları ile beslemeyi önermek yanlış olur. Yeni doğan bebeklerde her ağladığında,daha sonraları ise 2-4 saat aralıkları ile bebekler beslenmelidir. Anne sütünün sindirimi diğer sıvı gıdalara göre en kolay olanıdır. Bebekler büyüdükçe beslenme aralıkları uzar.

Yaş ilerledikçe bebeklerin de ihtiyaçları artar ve sadece anne sütü ile beslenmek bebeklerin artan ihtiyaçlarını karşılamaya yetmez. Bu nedenle ek gıdalar başlanır. Besinlerinin içinde şeker ve tuzun kullanımının bebeklerin damak tadının oluşmasında önemli bir yer oluşturduğuna inanılır. Bu nedenle 1 yaşına kadar bebekler için hazırlanan besinlerin içerisine tuz ve şeker eklenmemelidir.

Bebeklerde obezitenin oluşmaması için ek gıdalara balandıktan sonra bebeklere çiğneme alışkanlığının kazandırılması çok önemlidir. İlk başlarda dişleri olmadığı için,sonrasında ise bebek tarafından alışıldığı için sürekli blenderdan geçirilmiş gıdaların bebeklere verilmesi obezitenin oluşması için zemin hazırlayabilir. Bu nedenle gıdaların pütürlü hazırlanması ve bebeğe bu şekilde verilmesi çok önemlidir. Anne sütü ile beraber 6. aydan 1 yaşına kadar tüm besinler yavaş bebeğe verilmeye başlanmalıdır. 1 yaşına geldiğinde bebek tüm yiyecekleri tanımış olması besin seçiminde ilerleyen yaşlarda problem çıkarmaması için çok önemlidir.

ÇOCUKLUK DÖNEMİ

Çocukların büyüme ve gelişme için ihtiyaç duydukları besinler yetişkinlerin yaşamak için ihtiyaç duydukları besinlerden farklı değildir. Miktarları sadece farklılık gösterir. Bu nedenle her besin grubundan beslenmesinde bulundurmak çocuklarında sağlıklı beslenmesi için çok önemlidir.

Çocuğun yeterli ve dengeli beslenmesi için bütün yiyecek gruplarından,belirli miktarlarda yemesi gerekir.Günlük enerji ihtiyacının %55-60 ı karbonhidratlardan,%15-20 proteinlerden,%30 u yağlardan(yemeklere ilave edilen yağların yarıyarıya zeytinyağ+soya veya mısırözü gibi bitkisel yağlardan oluşturulması) karşılanmalıdır.Omega3 ve 6 gibi yağ asitlerinin temini çocuklarda göz ve beyin gelişimini,bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesini ve kalp-damar hastalıkları riskinin azalmasını sağlar. Bunun için lahana,brokoli,karnabahar,semizotu ve tüm yeşil yapraklı sebzelerle,balık,ceviz,fındık,badem gibi yiyecekleri diğer besinlerin yanısıra düzenli tüketmek gerekir. Anne ve babalar,çocuğun günlük enerji ihtiyacını düzgün öğünler şeklinde ve her besin grubundan belirli miktarlarda birarada yedirerek karşılayabilirler.Tek tip gıda alımı zararlıdır.Çocuğun bebeklikte anne sütü ile birlikte zamanında ek gıdalara başlamış olması değişik yiyecekleri tüketme
alışkanlığı kazandırır.

Çocukluk çağında obeziteye neden olabilecek yanlış davranışları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

  • Düzensiz beslenme,özellikle kahvaltı etmeme
  • Tek tip gıdalarla beslenme
  • Hareketsiz,bilgisayar ve televizyona bağlı yaşam

Okul ve okul öncesi çağdaki çocuklarda en fazla görülen sağlıksız beslenme alışkanlığı ve en önemlisi obezitenin nedenlerinden beri düzensiz beslenmedir. Güne kahvaltı etmeden başlamak,diğer öğünleri de düzenli tüketmeyip acıktıkça beslenmek ve bu açlıkları genellikle abur cubur olarak tarif edilen besin değeri olmayan fakat kalorisi yüksek besinleri tercih etmek obeziteye ve bir çok sağlık problemine davetiye çıkartır.

Büyüme çağında zaten her besin öğesine ihtiyaç oldukça fazladır ve bu besin öğelerinin de ( tüm vitamin,mineral,protein,karbonhidrat ve yağ asitleri vb.) düzenli bir şekilde vücuda alınması sağlıklı gelişmenin en önemli gereklerindendir. Kahvaltı etmenin ve öğünlerin düzenli tüketilmesinin çocukları obeziteden koruması açısında çok önemli görevleri vardır. Özellikle sabahaları kahvaltı ile güne başlamak insülin salınımını düzenler. Bu da gün için de fazla besin tüketilmesine dolayısı ile obeziteye engel olur. Öğün aralarının çok uzun olması da çocukları atıştırmaya iter. Bu nedenle de uzun olan öğün aralarında çocuklara süt,meyve,peynir+ ekmek gibi alternatifler sunulmalıdır. Uzun olan öğünlerin arasında bir ara öğün yapmak ana öğünde fazla besin alımına engel olur.

Bebeklikten sonra çocukların damak tadının geliştiği ve zevklerinin oturduğu dönemdir. Gennellikle tüm çocuklar karbonhidratlardan zengin gıdalar çok severler. Tatlılar,çikolatalar,makarna ve pilav gibi karbonhidratlı besinler çocukların favorileri arasında yer alırlar. Öğünlerde seçim çocuklara bırakıldığında genellikle bu tür bir besini seçerler. Fakat gelişmenin sağlıklı bir şekilde sağlanması için tüm besin gruplarından tüketmek gereklidir. Bunu da sağlamak ebeveynlere düşmektedir. Bazı öğünlerde çocuklara alternatif sunmadan yemek verilmelidir. Zorlama olmaksızın ama özellikle örnek davranışlar sergileyerek çocuğun bu besinleri tüketmesi sağlanmalıdır.

Hareketsizlik ise 2000 li yılların hem yetişkinleri için hemde çocukları için obezite açısından büyük bir tehdittir. Hareket vücudun enerji harcamasını artırmanın yanı sıra sindirim sisteminin iyi çalışması,alınan besinlerin biyoyararlılığının artması açısından çok önemlidir. Evden asansörle aşağıya inip,kapı önünden servisle okula giden ve okuldan aynı şekilde geldikten sonra uzun zamanını bilgisayar ve televizyon başında geçiren çocukların enerji harcamaları oldukça düşüktür. Bu nedenle çocukların televizyon seyretme süreleri ve bilgisay başında geçirecekleri süre kısıtlanmalı harekete yönlendirilmelidirler.

İPEK CİRİT

BESLENME VE DİYET UZMANI

Dyt. İpek Cirit

Total
0
Shares
Related Posts

Burun Akıntınızın Nedeni Saman Nezlesi Olabilir!

Diğer bir adı alerjik rinit olan saman nezlesi burun akıntısı, gözlerde kaşınma, burun tıkanıklığı, hapşırık ve sinüslerde basınç gibi soğuk algınlığı belirti ve bulgularına neden olur. Fakat soğuk algınlığı gibi virüs nedeniyle oluşmaz.
Total
0
Share