Genital Siğiller (Condyloma Accumulata –Kondilom)
Görülme sıklığı: Genital siğillerin tüm toplumda görülme sıklığı % 1-2’dir. Kadınlarda erkelere göre daha sık belirti verir.
Belirtiler: Siğiller deriden kabarık karnı bahara benzeyen tek tek,farklı sayılarda olabileceği gibi,kümeler şeklinde de olabilir. Siğiller erkeklerde daha çok penis ve kasıkta,kadınlarda da dış genital bölgede,makatta ve vajende oluşurlar.
Bulaşma: HPV çok bulaşıcı bir virüstür. Bu nedenle bulaşma için tam bir cinsel ilişki olması gerekmez. Cilt temas veya HPV ile bulaşmış havlu,iç çamaşırı,jilet,yada dövme materyalleri veya ortak kullanılan tuvaletlerle de bulaşma olabilir. Özellikle hasarlanmış,yıpranmış deri HPV geçişini kolaylaştırır ve HPV dış ortamlara dayanıklı bir virüstür,uzun süre canlı kalabilir. Siğiller erkeklerde daha çok penis,makat ve kasıkta,kadınlarda da dış genital bölgede,makatta ve vajende oluşurlar.
Tedavi: Siğiller kimyasal bazı maddeler veya koterle yakma,kriyoterapi ile dondurma veya cerrahi olarak çıkarılma gibi yöntemlerle tedavi edilebilir.
Lenfogranüloma Yenerum (LGV)
Belirtiler: Kuluçka süresi 7-10 gündür Etkenin girdiği yerde küçük çabuk iyileşen vezikül şeklinde başlar. Daha sonra kasık lenflerinde ağrılı şişlikler oluşturur ve lenf ve kan ile yayılmaya devam eder. Ateş,bitkinlik,başağrısı,eklem ağrısı,iştahsızlık,kusma tabloya eşlik edebilir. Homoseksüellerde aynı zamanda proktit denilen anüs iltihaplanmasına da sebep olabilir. Erkeklerde kadınlardan daha sık görülür.
Tanı ve tedavi: Bakteriyolojik ve serolojik testlerle tanı konulur. Antibiyotiklerle tedavisi mümkündür.
Molluscum Contagiosum
Bulaşma:Cinsel yolla bulaştığı gibi virüsün bulaştığı eşyalarla da bulaşabilir.
Belirtiler: Kasık,cinsel bölge ve makatta sivilceye benzeyen,inci tanesi şeklinde sert göbekli kabartılar şeklinde görülür. Sıkılınca içinden süt renginde ve kıvamında sıvı gelir.
Tedavi: Elektrokoterle yakılarak veya kriyoterapi ile dondurularak tedavi edilir. Bazen kendiliğinden iz bırakmadan da iyileşebilir.
Uyuz
Bulaşma:Yakın temasla bulaşır.
Belirtiler:Allerjik reaksiyona sebep olarak,özellikle geceleri ortaya çıkan şiddetli kaşıntı meydana getirir Çoğunlukla vücudun kıvrım ve çatlaklarında başlar,özellikle parmaklar arasında,dirsek ve bileklerde,kalça ve kemer hizasında,kadınlarda meme başında,erkeklerde cinsel organda görülebilir.
Tanı ve Tedavi: Deriden alınan parçanın mikroskopla incelenip,mikropların ve yumurtalarının görülmesi ile tanı konulur. Özel ilaçlarla kolayca tedavi edilebilir.
Tinea Cruris (Kasık Mantarı)
Belirtiler: Genellikle kasıkların her iki tarafında kenarları hafif kabarık olabilen,koyu kırmızı,kahverengi renkte üzeri kabuklu olabilen geniş ise ortadan iyileşme gösterebilen oldukça kaşıntılı oluşumlardır.
Tanı ve Tedavi:Kolayca tanı konulup,tedavi edilebilirler. Lezyonlardan alınan kazıntı materyali lam üzerine alınır,üstüne % 20-30’luk KOH (potasyumhidroksit) damlatılır,bir lamel ile kapatıldıktan sonra nemli ortamda 20-30 dakika bekletilir ve ışık mikrokopu ile incelenir. KOH keratinize dokuları ve yabancı cisimleri eriterek mantar elemanlarının görülmesini kolaylaştırmaktadır. Öncelikle derinin kuru tutulmasına dikkat edilmelidir. Hastalığın tedavisinde kullanılan mantar ilaçları direk yaranın üzerine sürülür ve/veya ağızdan alınır.
Kasık Biti
Bulaşma: Cinsel temas sırasında veya bitin bulaştığı havlu gibi eşyaların kullanılması ile bulaşabilir.
Tanı ve Tedavi:Kıl diplerinde bulunan parazit veya yumurtanın görülmesi ile tanı konur. Özel ilaçlarla kolayca tedavi edilebilir.
Yumuşak Şankır
Bulaşma: Cinsel yolla bulaşır fakat,bulaşmanın olması için deri ve mukozanın hasarlanmış olması gerekir. Özellikle HIV ile birliktelik sıktır.
Belirtiler: Bulaşmadan 3-5 gün sonra mikroorganizmanın girdiği yerde yumuşak,ağrılı,kırmızı bir yara oluşur,kasık bölgesindeki bezelerde şişlik ve akıntı hastalık için tipiktir.
Tedavi:Sülfanamid grubu antibiyotiklerle tedavisi mümkündür.
Granuloma İnguinale
Belirtiler:Düzensiz kenarlı,ağrısız,pembe-kırmızı ülserler (yaralar) oluşur. Kasık bölgesindeki bezelerde şişlik görülür ve bunlar içindeki iltihabi akıntı dışarıya açılabilir.
Tedavi:Antibiyotiklerle tedavisi mümkündür.
Genital Uçuk
Görülme sıklığı: Amerika’da görülme sıklığı %20,ülkemizde %5’tir.
Belirtiler:Aynı dudak bölgesinde olduğu gibi cinsel bölgede (cinsel organlar ve makat gibi çevre bölgeler) de ağrılı,kaşıntılı,içi su dolu kabarcıklar şeklinde oluşur. Genital bölgedeki bezelerde ağrılı şişliklere de neden olabilir. Hastalık yaklaşık 7-10 gün sürer. Kabarcıklar kabuklu yaralara dönüşerek yavaş yavaş iyileşir. Bu belirtiler gördüğünüzde doktora başvurmanız uygun olacaktır.
Tedavi: İlaçlarla tedavisi mümkündür,eş tedavisi de gerekebilir. Kendisinde veya eşinde uçuk çıkan kişiler doktora başvurmalıdır. Fakat virüs bir kez vücuda girdikten sonra vücutta kalmaya devam ettiği için hastalığın tekrarlama olasılığı vardır.
Hepatit B ve C
Görülme sıklığı:Türkiye’de Hepatit B görülme sıklığı ortalama yüzde 5-7’dir.
Bulaşma şekli: Kan,semen,vajinal sıvı ve idrar gibi tüm vücut sıvılarında virüs bulunur. Bu vücut sıvıları ile temas hastalığın bulaşmasına neden olur. Bulaşma yollarından biri de cinsel yoldur.
Tedavi:Her iki virüs hastalığının da tedavisi yoktur. En iyi yol hastalıktan korunmaya dikkat etmektir. Hepatit B için en önemli avantaj korunmak için aşılanma olasılığının olmasıdır. Partneri Hepatit B pozitif olanlar,doktora başvurup,gerekli tetkikleri yaptırdıktan sonra aşı yaptırmalıdır.
Korunma: Hepatit B için en önemli avantaj korunmak için aşılanma olasılığının olmasıdır. Partneri Hepatit B pozitif olanlar,doktora başvurup,gerekli tetkikleri yaptırdıktan sonra aşı yaptırmalıdır.
Sifiliz (Frengi)
Görülme sıklığı: Sosyoekonomik düzeyi düşük topluluklarda daha sık görülür. En sık güney ve güneydoğu Asya da görülmektedir. Vakaların büyük çoğunluğu 15-30 yaş arasında,birden fazla partneri olan kişilerdir.
Belirtiler:Hastalık penis,vajen,anüs ve ağız yolu ile bulaşabilir. Temastan yaklaşık 3 hafta sonra bakterinin vücuda girdiği yerde,genellikle bakterinin ilk bulaştığı cinsel organ etrafında düzgün kenarlı,ağrısız,kırmızı bir kabartı oluşur. Daha sonra bu kabartı giderek derinleşir ve ülser (yara) şeklini alır ve bu şankır olarak adlandırılır. Sifilizin 1. Dönemi olarak da bilinen bu dönem tedavi için en önemli dönemdir. Aslında tedavi edilmezse bile bu yara 4-8 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Hasta bu dönemde iyileştiğini düşünür,fakat bakteri vücutta çoğalarak kan yoluyla yayılmaya devam eder. İç organlara,sinir sistemine ve kalbe yayılır. Sifilizin 2. Dönemi olarak bilinen dönemde kan ile yayılan bakteri el,ayak ve vücutta yaygın döküntülere sebep olur. Döküntülere ateş,boğaz ağrısı,halsizlikte eşlik edebilir. Bu dönem 1-2 yıl sürer. Bu dönemde de hastalığın tedavisi mümkündür,ama önemli olan cinsel bölgede yara aşamasında tespit edilip,tedavi edilmelidir ki organlarda ve vücutta kalıcı hasar oluşturmasın. 2. Dönemde de tedavi edilemezse bakteri sinir sistemi,beyin,eklem,kalbe yayılır ve organlarda ciddi hasarlar meydana getirir.
Tanı ve Tedavi: Erken dönemde tanı aldığı zaman tedavisi mümkün olan hastalıklar içinde olmasına rağmen,hastalığın tedavi edilmeden ilerlemesi durumunda vücudun diğer bölgelerinede yayılıp,bazı organlarda ciddi hasarlanmalara sebep olabilir. 1. Dönemde şankır ve 2. Dönemdeki döküntülerden alınan örneklerle ve bazı kan testleri ile tanısı mümkündür. Şüpheli durumlarda hemen doktora başvurulmalıdır. Tanı konulduktan sonra antibiyotikle tedavi edilir. Gerekirse eş tedavisi de yapılmalıdır.
Bel Soğukluğu (Gonore)
Belirtiler:Hastalıkta vajen,penis,üretra (dış idrar yolu),boğaz mukozası ve anüs iltihaplanabilir. Kuluçka süresi 2-6 gündür. Erkeklerde genellikle penisten meniye benzer koyu kıvamlı sarımtırak akıntı,idrar yaparken yanma,ağrı ve sık idrara çıkma belirtileri ile kendini gösterir. Bazen belirti vermeyip,sessiz enfeksiyon oluşturabilir. Erkekten kadına geçmesi daha kolaydır.
Tanı ve tedavi:Akıntının özel boyanıp,mikroskop altında incelenmesi ile kolayca tanı konulabilir. Tedavisi mümkün olan bir CYBH tır. Heriki çiftinde tedavi edilmesi gerekir,tedavi süresince cinsel ilişkiye girilmemelidir.
AIDS
Görülme sıklığı:AIDS ilk olarak 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde keşfedilmiştir. Hastalığın görülme sıklığı tüm dünyada ve Türkiye’de gün geçtikçe artıyor.
Bulaşma: Hastalık virüsün cinsel temas (vajen,penis veya makattan),kan ve kan ürünleri ile,uyuşturucu kullananların aynı enjektörü (şırıngayı) kullanması sonucu veya vücut sıvıları ile temas sonucu vücuda girmesi ile oluşur. Cinsel yolla vajen,penis ve makattan bulaşabilir.
Tedavi:Günümüzde AIDS in tam bir tedavisi olmamakla birlikte virüsün yayılımını kısmen azaltıp,yaşam süresini uzatan bazı ilaçlar tedavide kullanılmaktadır. Tedavi doktor kontrolü altında ömür boyu devam eder. Dolayısıyla,en önemlisi hastalıktan korunmak için gerekli olan önlemlerin dikkatle uygulanmasıdır.
Korunma:Tanımadığınız kişilerle cinsel ilişkide bulunmamak,tek partnerli cinsel yaşamı tercih etmek,cinsel ilişki sırasında kondom kullanmak riski azaltacaktır. Şüphelendiğiniz durumlarda da doktora başvurmanız önerilir.
Prof. Dr. Bülent Tıraş