1959 yılında krom üzerinde yapılan ilk düzgün çalışmada insülin hormonu sağladığı tespit edilmiştir. O zamandan beri, krom diyabet için incelenmiş ve popüler bir besin takviyesi haline gelmiştir. Sağlık sektöründe, gıda mağazaları ve ilaç depolarında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Krom İle İlgili Çalışmalar
Krom, aynı zamanda vücut işlemlerinde karbonhidratlara ve yağlara yardımcı olduğu inanılmaktadır. Ayrıca krom, diyet yapanlarda kilo kaybına yardımcı olarak ve vücut geliştiriciler için ergojenik (kas yapıcı) kullanılmak üzere pazarlanmaktadır. Araştırmacılar, fareler üzerinde yaptıkları hücre çalışmalarında, krom klorür veya krom nikotinatin yüksek konsantrasyonlarda eklendi ve sadece krom pikolinat’ın fare hücrelerinin genetik materyaline zarar verebileceği bulundu. O zamandan beri, hayvan hücreleri üzerinde yapılan laboratuar çalışmaları, krom pikolinat’ın oksidatif stres ve DNA hasarına neden olduğunu ileri sürmüşlerdir. Eleştirmenler, bilim adamlarının test tüpleri üzerinde yaptıkları çalışmalarda gerçek olamayacak kadar yüksek dozlarda krom takviyesi alınmadan hücre yönetimi konusunda etki edemeyeceğini söylüyorlar. Krom kullanımını üzerinde sık sık yapılan çalışmalar sonucunda hiçbir yan etkinin sürekliliğine rastlanmamıştır. Bu nedenle de Tıp Enstitüsü, krom kullanımı ile ilgili herhangi bir üst sınır önerisi belirtmemiştir.
Krom Takviyesinin Güvenilirliği Konusunda Bilgiler
2004 yılında Tıp Enstitüsü tarafından 3-6 boyunca günlük yapılmış çalışmada, prototip monografi güvenilirliği ile ilgili yayınlanmış klinik veriler günlük ortalama pikolinat başına en fazla 1,6 miligram veya 200 mikrogram krom kullanıldığında krom pikolinat’ın güvenli olduğu sonucuna varılmıştır. Uzun süreli krom kullanımının güvenilirliği ile ilgili çok az bilgi bulunmakta. Krom pikolinat takviyeleri alındıktan sonra yan etkiler görülen klinik vakalar çok nadirdir. The Annals of Pharmacotherapy dergisinde yayınlanan bir raporda, böbrek yetmezliği, karaciğer hasarı ve gelişmiş anemi hastalıkları olan 33 ve üstü yaşlardaki kadınlar üzerinde 1.200 ile 2.400 mikrogram krom pikolinat kullanıldığında (günlük yaklaşık 6 ile 12 kez) önemli gelişmeler görülmüştür. Çalışmaya katılan kadınların antipsikotik ilaçlar ile tedavi görüyor olmaları, krom-ilaç kombinasyonunun herhangi bir sağlık sorunu konusunda etkileşim yaratabileceğini söylemek gerçekten zor. Diğer bir olgu ise, akut böbrek yetmezliği ilerlemiş 24 yaşındaki bir erkekte egzersiz seansları sırasında iki hafta boyunca krom pikolinat aldı. Sonuç olarak krom pikolinat kullanımının şüpheli olmasına rağmen, doğrudan sorumlu olabileceğine dair de olguların oluşmasına yol açtı. Krom pikolinat kullanımının nörotransmitter (sinir uyarılarının vücuttaki maddelere iletimi) düzeylerini etkileyebileceğine dair bazı endişeler bulunmakta. Bu endişeler; potansiyel depresyon, bipolar bozukluk ve şizofreni gibi durumlarda olan insanlar için sıkıntı oluşturabileceği yönünde. Krom pikolinat, diyabet ve kan şekeri ilaçları ile birlikte kullanıldığında bir katkı maddesi etkisi gösterebilir. Şeker hastalığı ilacı kullananlar içinse, herhangi bir krom pikolinat takviyesi almadan önce doktorunuza danışmanız ciddi önem taşımaktadır. Ibuprofen gibi prostaglandin () oluşumunu engellemek için alınan ilaçlar ile birlikte kullanılan bazı takviyeler (indometezin, naproksen ve aspirin gibi) vücuttaki krom emilimini artırabilir. Hamile veya emziren kadınlarda krom pikolinat güvenirliği konusunda herhangi bir kanıtsal veri bulunmamaktadır. Hiçbir veri olmamasına rağmen, gebe farelere uygulanan krom pikolinat, gelişmekte olan fetüste doğum kusurlarına neden olabileceği bulunmuştur.
Sonuç Olarak
Krom pikonat kullanımının faydalı olduğuna dair kanıtlar yok denilebilecek kadar az nitelikte. Bunun yanı sıra yüksek dozlarda alınan krom pikolinat takviyeleri muhtemelen bazı riskler taşımakta ve herhangi bir sağlık sorununun çözümüne karşı alınılmasından kaçınılmalıdır. Alınan yüksek dozlarda oluşabilecek yan etkilere dair kanıtlar bulunmakta. Eğer krom pikolinat takviyeleri alıyor ve aşağıdakiler de dahil olmak üzere herhangi bir belirti yaşıyorsanız mutlaka doktorunuza danışmalısınız:
- Açıklanamayan morarmalar
- Burun kanaması
- Deri döküntüsü veya kabarcıklar
- Normalden daha az idrar yapılması
- Çok yorgun hissetmek
- İştah kaybı
- Mide bulantısı veya kusma
- Uyku bozuklukları
- Baş ağrısı
- Baş dönmesi
Sağlık Editörü
