Sigara tüketiminin artışı ile birlikte son yüzyılda giderek artan akciğer kanseri tüm dünyada en sık görülen kanser türüdür.
Akciğer kanseri önlenebilir bir hastalıktır,çünkü %90 sigaraya bağlı gelişmektedir. Sigara içicilerde sigara içmeyenlere göre akciğer kanser riski 35-40 kat atmaktadır.Pasif içicilerde (sigara dumanına maruziyet ile) de belirgin risk artışı bildirilmiştir.Geçirilmiş akciğer hastalığına bağlı izler,mesleksel maruziyet(asbest,kadmiyum,nikel,krom),radyasyon,kötü beslenme koşulları akciğer kanser riskini arttıran diğer faktörlerdir.
Akciğer kanseri bazen hiç yakınması olmayan bir kişide rutin tetkikler sırasında veya başka bir nedenle çekilen akciğer grafisi ile tespit edilebilir. Uzun süredir devam eden,tedaviye cevap vermeyen inatçı öksürük en sık başvuru nedeni olabilir .Balgamla kan gelmesi,inatçı ses kısıklığı,göğüs,sırt ve omuz ağrısı(tek tek veya birlikte) gibi yakınmalara halsizlik,iştahsızlık,açıklanamayan kilo kaybı,herhangibir düşme-çarpma olmaksızın kemik kırıkları,başağrısı gibi spesifik olmayan yakınmalar eşlik edebilir.Akciğer kanseri başka bir organ metastazı ile ilk teşhis edilebildiği gibi bazı olgularda başka bir organ kanseri(beyin,böbrek,meme..) de akciğer metastazı ile ortaya çıkabilir.
Klinik değerlendirme sonrasında akciğer grafisi,kan ve balgam testleri görülüp toraks bilgisayarlı tomografisi ile daha sonraki tanı yöntemleri planlanır. Bronkoskopi en önemli tanısal girişimdir. İğne biyopsiler,mediastinoskopi,mediastinotomi,torakotomi gibi girişimlerle;PET-BT,kemik sintigrafisi,beyin MR gibi tetkiklerle,akciğer kanseri tanı ve evrelemesi sağlanır.
Tedavi hastalığın türü ve evresine göre planlanır. Cerrahi,kemoterapi ve radyoterapi protokolleri uygulanır.
Son yıllarda geliştirilen teşhis ve tedavi yöntemleri akciğer kanseri hastalarında yaşam süreleri ve kalitesi üzerinde olumlu katkılar sağlanmıştır.
Sigara içiciler,akciğer grafisi taramaları,balgam sitolojisi taramaları ve hatta BT taramaları ile değil,sigarayı bırakarak akciğer kanserinden ve yanısıra birçok hastalıktan korunabileceklerdir.
Dr. Nihal Özşeker