Dünya Alerji Haftası 16-22 Nisan

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de allerjik hastalıkların görülme sıklığı giderek artmaktadır. Veriler, toplumumuzda her 4 kişiden birinin allerjik hastalıklardan etkilendiğini göstermektedir.

Allerjik hastalıklar çoğunlukla kronik hastalıklardır ve günümüzdeki mevcut tedaviler ile kür olma şansları oldukça düşüktür. Tedavi allerjenden kaçınma,ilaç kullanımı,allerji aşıları ve eğitim olmak üzere 4 temel prensibe dayanır. Allerjik hastalıklar diğer kronik hastalıklardan farklı olarak daha az ölümcüldürler. Ancak yaşam kalitesini daha çok bozdukları ve daha fazla sağlık harcamasına neden oldukları görülmektedir. Çocuklarda okul devamsızlığı ve başarısızlığına,erişkinlerde iş-güç kaybına neden olan hastalıkların başında gelmektedirler.

Alerjik hastalıklar hem genetik,hem de çevresel faktörlerin ortaklaşa etkileşimi ile oluşmaktadır. Görülme sıklığındaki artışın modern yaşamın getirdiği yeni alışkanlık ve tutumlar ile ilgili olduğuna inanılmaktadır. Bu artış özellikle de çocukluk yaş grubunda daha belirgindir. Dahası,çocuklar allerjik hastalıklardan en fazla etkilenen yaş grubudur,çünkü yaşam kalitesindeki bozulma erişkinlere göre çok daha fazla olmaktadır.

Allerji denildiğinde astım,allerjik nezle,ürtiker (kurdeşen,dabaz),anafilaksi (allerjik şok),atopik dermatit (allerjik egzema) ve de besin,ilaç,böcek allerjileri gibi hastalıklar anlaşılmaktadır. Sağlık sistemlerinin yapılanmasına bakıldığında allerjik hastalıklar ile mücadelenin allerji uzmanlarının yanı sıra diğer branş hekimleri tarafından da yapıldığı görülmektedir. Ancak bir bireyde birden fazla allerjik hastalığın bulunabilme durumu göz önüne alındığında mücadelenin bütüncül yaklaşım yapabilen allerji uzmanları tarafından yapılması her zaman tercih edilmelidir. Ülkemizde yaklaşık olarak 63 erişkin ve 148 çocuk allerji uzmanı vardır. Bunların çoğunluğu büyük şehirlerde ve üniversite hastanelerinde konumlanmıştır.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hem yaygınlığı,hem de oluşturduğu sorunların boyutu nedeniyle allerjik hastalıkları öncelikli küresel sağlık sorunları kapsamında görmektedir. DSÖ verilerine göre dünyada sadece astımdan etkilenen 300 milyon kişi bulunmakta ve her yıl astıma bağlı 250.000’den fazla ölüm gerçekleşmektedir. Oysa etkin bir sağlık hizmeti ile bireylere ulaşıldığında astıma bağlı hiçbir ölüm vakasının olmaması beklenmektedir.

Astım dışında diğer allerjik hastalıklar da toplum sağlığını önemli ölçüde tehdit etmektedir. Allerjik nezle toplumun %10-30’unu etkilemekte ve astım için önemli bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Sinüzit,nazal polip,konjunktivit,otit ve sık tekrarlayan üst solunum yolları enfeksiyonlarına neden olarak hem hasta,hem de aile ve yakın çevresi için önemli bir yük oluşturmaktadır.

Kurdeşen toplumun %20’sinde yaşam boyu en az bir kez görülebilmekte ve özellikle kronik olduğunda yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyerek üretkenliği %30’a varan oranlarda düşürebilmektedir. Allerjik egzema en sık görülen kronik cilt hastalığı olup dünya çapında sıklığında artış gözlenmektedir. Özellikle çocukluk çağında allerjik hastalıkların ilk basamağı olduğu bilinmekte ve erken tedavinin allerjik ilerlemeyi durdurabileceği düşünülmektedir.

Besin allerjilerinin tüm dünyada 250-500 milyon insanı etkilediği bilinmektedir. Özellikle küçük çocuklarda yaşam kalitesini önemli ölçüde bozmaktadır. Besin allerjisi ile mücadelede hekim,hasta,hükümet ve endüstriye önemli görevler düşmektedir.

İlaç allerjileri dünya nüfusunun 10’da birini ve hastanede yatan hastaların %20’sini etkileyen bir sağlık sorunudur. Yaşamı tehdit edici reaksiyonlara yol açabilir;allerjik şoka (anafilaksi) bağlı ölümlerin %20’sinden sorumlu olduğu bilinmektedir. İlaç allerjilerinin yanı sıra anafilaksinin diğer nedenleri arasında besin allerjileri,arı-böcek allerjileri de önemli yer tutmaktadır.

Mesleksel astım,allerjik kontakt dermatit gibi mesleki allerjiler de özellikle erişkinlerde mesleğe bağlı allerjik hastalıklardır.

Allerjik hastalıkların tümü yaşam kalitesine olan olumsuz etkileri ve 0sosyoekonomik yükleri nedeni ile önemli bir sağlık sorunu olarak kabul edilmektedir. Takip ve tedavilerinde hekim ve hasta-aile eğitiminin önemi büyüktür. Bu grup hastalıklar çoğunlukla sağlık hizmet ve sistemlerinin yetersizliğine bağlı olarak,alternatif ve tamamlayıcı tedavilerin en fazla kullanıldığı alanlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği ülkemizde bu alanda etkinlik gösteren yegâne kuruluştur ve bu amaçla hekim eğitiminden halk eğitimine uzanan geniş bir yelpazede çalışmaktadır. Dünya Allerji Örgütü(WAO),Amerika (AAAACI) ve Avrupa Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (EAACI) tarafından tanınmakta ve bu kuruluşlarla yakın işbirliği içinde çalışmaktadır. WAO’nun ülkemiz resmi temsilcisi olan Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği tüm dünyada olduğu gibi 16-22 Nisan tarihleri arasında Dünya Allerji Haftası’nı kutlamakta,çeşitli etkinlikler ile ülkemizde allerjik hastalıklar konusunda farkındalığın artırılmasına,daha bilinçli ve sağlıklı bir toplum yaratma çabasına katkı vermeye çalışmaktadır.

Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji
Derneği Yönetim Kurulu

Sağlık Editörü

Total
0
Shares
Related Posts

Stres Kalp Krizini Tetikler mi?

Kalp hastalıklarında en önemli faktörün genetik hikâyedir. Damar sertliği öyküsü olanların 35 yaşından sonra mutlaka doktora gitmesi gerekmektedir. Kalp damar hastalıklarına davetiye çıkaran 10 önemli neden.

Variste Cerrahi Tedaviler

Varisler yaşattıkları acılarla yaşam kalitesini oldukça düşürüyor. Tedavide geç kalındığında ise ciddi sağlık sorunlarına da neden olur.
Total
0
Share