Fonksiyonel Besin Nedir ?

Günümüzde sağlıklı beslenme bilincinin giderek artması, tüketicilerin kalite ve çeşide gösterdikleri talep, bazı besinlerin doğal yollardan hastalıkların önlenmesi bireylerin fonksiyonel besinlere yönelmesine neden olmuştur.

Besinler artık sadece içerdikleri makro ve mikro besin ögeleri ile değerlendirilmemekte,daha çok biyolojik düzenleyici rolleri ile gündem oluşturmaktadırlar. Besleyici özellikleri dışında vücudumuza fizyolojik yararlar sağlayan ve/veya kronik hastalık riskini azaltabilen besinlere fonksiyonel besinler denilmektedir. Yapılan bilimsel çalışmalarla besin bileşenlerinin sağlık üzerinde olumlu etkilerinin olduğu gösterilmektedir.

İşlevi olmayan besin yoktur,her besinin insan bedeninde belirli işlevi vardır. İnsan tek bir besinle beslenemez. Diyetin sağlıklı olması,bütün besin öğelerini gereken miktarlarda içermesi,toksik öğelerden arınmış olması,bireyin genetik ve fizyolojik durumunun gerektirdiği gereksinmeleri karşılamasına bağlıdır.

İşlevsel besinin sağlık koruyucu,uzun süre üretken olarak yaşamamız için ve hastalık riskini düşürücü etkisi diyetin bir bölümünü oluşturduğu takdirde geçerlidir. İşlevsel besin ilaç değildir. İşlevsel besinler,bileşimlerindeki besin öğesi dışında biyoaktif bileşikler sayesinde sağlığı koruyucu veya hastalık riskini azaltıcı etki yaptıkları gibi bireyin besin öğeleri gereksinmelerine de katkıda bulunurlar. Bitkisel ve bazı hayvansal kaynaklı birçok yiyecekte ( brokoli,çay,domates,fındık,keten tohumu,sarımsak,soya fasulyesi,şarap,turunçgiller,üzüm,yulaf,balık,süt ürünleri ) sağlığımızı olumlu etkileyen öğeler saptanmıştır.

Bir besinin işlevsel besinler kategorisine alınması için beden işlevinde olumlu değişiklikler yaptığının belirlenmesi gerekir. Besinlerdeki sağlığa yararlı biyoaktif bileşiklerin başlıcaları;

  • Flavonoidler
  • Karotenoidler
  • Kükürtlü bileşikler
  • Diyet posası
  • Oligosakkaritler
  • Laktobakteriler
  • Peptitler ve proteinler
  • Vitaminler Mineraller
  • Alkoller ve fenoller
  • Sterollerdir

Brokoli, Lahana, Karnabahar, Brüksel Lahanası

İçeriklerinde bulunan,glikosinalatın kanser riskini azaltıcı etkisi,

Brokoli % 56
Karnabahar % 67
Lahana % 70
Brüksel lahanası %29 olarak belirlenmiştir

Yeşil Çay :İçeriğinde bulunan,polifenolik bileşikler,kanser ve kalp-damar hastalıkları riskini azaltır.

Domates :İçeriğinde bulunan,Laykapen antioksidant etkisi ile,göğüs,sindirim sistemi,mesane,akciğer kanser riskini azaltır.

Fındık-Ceviz-Badem :İçeriğinde bulunan,tekli doymamış yağ asitlerinden oleik asit,kolesterol yükselmesini önleyerek,kalp-damar hastalıkları ve kanser,riskini azaltır. Ayrıca sodyum,potasyum ve kalsiyum mineral dengeleri ile kan basıncını düzenler,kemik gelişimini destekler.

Keten Tohumu:İçeriğinde bulunan,lignan,östrojene bağlı gelişen kanser riskini azaltır. Ayrıca içeriğinde ki Omega-3 yağ asidi,iyi huylu kolesterolü yükselterek,kalp-damar hastalıkları,riskini azaltır.

Soya Fasulyesi :İçeriğinde bulunan,İsoflavonlar’ın antioksidant etkisi ile kanser,kemik erimesi,kalp-damar hastalıkları riskini azaltır. Bunun dışında Menopoz sonrası şikayetleri azaltır ve diyabete bağlı gelişen böbrek hastalıklarının ilerlemesini yavaşlatır.

Sarımsak :İçeriğinde bulunan,kükürtlü bileşikler,kanser,ve kalp-damar hastalıkları riskini azaltır. Bunun dışında kan yağlarının ve yüksek tansiyonun,düşmesinde etkilidir.

Meyan Kökü :İçeriğinde bulunan,glikozidler allerji ve iltihabı önler.

Şarap ve Üzüm :Özellikle kırmızı şarabın içeriğinde bulunan fenolik maddeler;kötü huylu kolesterolün yanmasını önleyerek,kalp-damar hastalıkları,riskini azaltır. Östrojene bağlı kanserleri önlediği belirtilmiştir.

Yulaf :İçeriğinde bulunan,suda çözünebilir posa,total kolesterolü,kötü huylu kolesterolü,düşürerek,kalp damar hastalıkları riskini azaltır.

Balık ve Balık Yağı:İçeriğinde bulunan,Omega-3 yağ asiti iyi huylu kolesterolü yükseltir ve yüksek tansiyonu düşürür,kalp damar hastalıkları riskini azaltır. Aynı zamanda kanser riskini azaltır,yaşa bağlı hastalıkları önler,büyüme ve gelişmeyi olumlu etkiler,

Süt ve Süt Ürünleri :İçeriğinde bulunan,kalsiyum minerali ile kemik erimesi,riskini azaltır. Yoğurtların içeriğinde bulunan probiyotikler,barsaktaki mikrobiyal dengeyi sağlayarak,barsak kanserlerini önleyici etki gösterir. Bunun dışında kolesterolü düşürücü,hastalık yapıcı mikroplara karşı koruyucu,bağırsak florasını düzenleyici etkisi de belirlenmiştir.

Dyt. Şengül sangu Talak

Total
0
Shares
Related Posts

Yaşlılıkta Beslenme

Yaşlılık döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması;bireyin sağlığının korunması,iyileştirilmesi ve geliştirilmesi,yaşam süresinin ve kalitesinin arttırılmasında önem taşımaktadır.

Yaz Aylarında Beslenme

Yaz aylarında giderek ısınan havanın etkisi ile oluşan terleme sonrası artan sıvı ihtiyacını karşılamanın en kolay yolu su içmektir. Su içmek için susamayı beklememek gerekir. Bu nedenle günde en az 2-2,5 litre su içmeye dikkat etmek gerekmektedir.
Total
0
Share