Brakiterapi kimlere uygun?
Her hasta grubuna uygulanmayan brakiterapi tedavisinin bazı kriterleri var. Bu kriterlerden bir tanesi tespit edilen kanserin hücre yapısının aşırı ilkel ve kötü üremeye müsait olmaması. Yani burada özellikle iyi kanser hücresi özellikleri gösteren,biraz daha sakin kanser hücre yapısına sahip hastalar tercih ediliyor. PSA kan testi değerinin genellikle 10’un altında olması yani diğer bir deyişle hastalığın erken evrede yakalanması da kriterlerden bir diğeri. Prostatın çok büyük olmaması,hatta 60 gr’ın altında olması ve hastada aşırı derecede prostat şikayeti olmaması da uzmanların detaylıca araştırdığı diğer kriterler. Çünkü yapılan çalışmalara göre prostat şikayeti olarak bilinen,aşırı derecede idrar sıklığı,gece çok sık idrara kalkma gibi şikayetleri fazla olan hastalarda,brakiterapi sonrası bu şikayetlerin kötüleşmesi ve bir prostat müdahalesine daha ihtiyaç duymaları ihtimali artıyor. Bu tip hastalarda prostat brakiterapisinin dikkatle düşünülmesi,hatta çok uygulanmaması gerekiyor.
Avantajları neler?
Brakiterapinin en büyük avantajı hastanın iyileşme sürecinin,günlük yaşama ve günlük işlevlere dönüşün çok hızlı olması. Hasta,1–2 saatlik işlemin aynı günü ya da ertesi günü hastaneden taburcu ediliyor. Kaynaklar direkt olarak prostat dokusuna yerleştirildiği için dışarıdan ışınlanmaya oranla 2–3 kat daha konsantre olarak ışınlanma gerçekleşiyor. Daha önce prostat ameliyatı olmamış hastalarda idrar tutamama yüzde 5’ten daha az oranda görülüyor. Cinsel fonksiyonlara etkisine gelince,hastaların yüzde 50’sinde cinsel fonksiyonlarda bir bozulma görülürken,diğer yüzde 50’sinin hiç etkilenmediği görülüyor. Ameliyatta sinir koruyucu cerrahi yapıldığında cinsel fonksiyonlar çok zarar görmüyor,ancak kanseri kontrol etmek gerektiği için sinir koruyucu cerrahi yapmak her zaman mümkün olmuyor. Hastaya önerilen her türlü tedavinin yaşam kalitesine olan etkisi çok önemlidir. Kanseri düzene girmiş ama aşırı idrar kaçıran,cinsel yaşamı bitmiş,yaşam kalitesi son derece bozulmuş bir hastayla karşı karşıya kalıyorsanız,o zaman bu çok başarılı bir tedavi olmuyor. Hastalara tedavi seçeneklerini sunarken,yaşam kalitesinde oluşabilecek değişiklikleri net olarak anlatıp ona göre tedavi planlanmaya çalışılmalıdır.
Genç hastalar brakiterapiyi daha fazla talep ediyor. Prostat kanserine 60 yaşın altında yakalanmış hastalarda prostat brakiterapisi daha az yan etkilere sahip olduğu için tedavi sonrası normal hayat geri dönüşün hızı çok yüksek. Cinsel yaşam kalitesini daha düşük bir oranda bozması,idrar kaçırmaya olan minimal etkisi göz önünde bulundurulduğunda halen iş hayatında olup aktif yaşayan 60 yaşın altında bu tip özelliklere sahip kişilerde brakiterapi çok tercih edilen bir yöntem. Ancak genç hastalarda da çok dikkatli olunmasını gerektiren konu,bu hasta grubunda kanserin,yaşlı hasta gruba göre biraz daha saldırgan olması. Dolayısıyla hasta brakiterapiyi talep etse de tıbbi anlamda da bütün kriterlerinin uygun olması gerekiyor.
Dr. Hakan Özveri