Teşhis konulduktan birkaç gün sonra Hustus yöneticisiyle konuştu ve şirketin kendisini mümkün olan her şekilde destekleyeceğinden oldukça emindi. Fakat 4 günlük medikal izinden döndüğünde Bayan Hustus işten kovuldu ve sonrasında şirkete dava açtı.
Ciddi bir hastalık hakkında açık sözlü davranmak yapılması doğru olan şey gibi görünebilir ve genellikle yasalar tarafından korunduğu doğrudur. Amerikalı Engelliler Yasası’na göre işveren, medikal bir rahatsızlığı bulunan kişiyi yasal açıdan kovamaz veya istihdam etmeyi reddedemez. Fakat dava vekili Frederick Hertz bunun tanınması için önceden açıklanması gerektiğini belirtti. Tam bir çelişki.
Yine de, böyle bir şeyi açıklamadan önce uzun uzun düşünün. Uyduruk bir neden yüzünden işinizi kaybedebilirsiniz. Ayrıca kanunlar tarafından korunduğunuz düşüncesi sizi rahatlatsa da dava açma masrafları 50.000 dolar kadar tutabileceği için bu seçenek son çareniz olmalıdır (şanslı olup uzlaşmaya varsanız bile). Ciddi anlamda hastayken böyle bir stresle uğraşmak istemeyebilirsiniz.
Kovulmanın bir sorun teşkil etmediğini farz edersek, o halde diğer çalışanların hastalıklarının önceden nasıl ele alındığını yakından incelemeyi öneriyorum:
- Şirket, çalışanlarına geri dönebilecekleri bir iş varmış gibi hissettirdi mi?
- İş arkadaşları destekleyici miydi?
- Doktor randevusu ve tedaviye gitmek için zamanları var mıydı?
Açıklamanın zamanlaması genellikle size kalmış olsa da (ani medikal aciliyet durumları hariç), kendinize şu soruları sorun: Hastalığınızı diğerlerine açıklamak için en iyi zaman teşhisten hemen sonrası mı? Tedaviye yaklaşırken mi? Yoksa tedavi tamamlandığında mı? Unutmayınız ki, ağzınızdaki baklayı çıkardığınız an geri dönüşü yok demektir. (Ayrıca iş yerindeki kişilere açıklamadan önce sosyal medyada bir hastalıkla ilgili haberler paylaşma konusunda dikkatli olunuz.) Patronunuza hastalığınızı söylediğinizde, durumla ilgisi olan süpervizör veya insan kaynaklarıyla bu bilgiyi paylaşma hakkına sahiptir.
Kişisel tavsiyelerim şu yöndedir:
- Bilgili bir iş arkadaşınızla konuşun. Güvenebileceğiniz birine şirketin daha önce hasta kişilerle nasıl ilgilendiğini sorun. Vecizede söylendiği üzere “Geçmiş geleceği etkiler”.
- Ne tür tedavi ve izin gerektiğini öğrenene kadar bekleyin. Eğer mümkünse, en azından kısa vadede hastalığınızın neler gerektirdiğini öğrenene kadar iş yerinizde bir açıklamada bulunmayın. 6 hafta boyunca işe gidemeyeceğinizi biliyorsanız patronunuzu ve iş arkadaşlarınızı bilgilendirin. Bu şekilde alternatif işe alma planlarını uygulayabilirler. Memorial Sloan-Kettering Kanser Merkezi sosyal hizmet görevlisi Karen Hartman: “Bir planınız varken insanlara kötü haber vermek daima yardımcı olur”.
- Mümkünse çift yönlü bir konuşma olmasını sağlayın. Arkadaşlarınıza açıklamada bulunmak alınmak ve desteklenmek arasında fark yaratabilir; bilmedikleri şeyi anlayamazlar. İş arkadaşlarıyla konuşmak aynı zamanda anksiyeteyi azaltır; bu konudaki soruları cevaplamaya hazır olun. Hartman: “E-mail yoluyla, telefonla veya yüz yüze konuşarak açıklamak iş kültürüne bağlı bir durumdur”.
- Patronunuzu bilgilendirin. Gelişmelerden haberdar etmeniz yararlıdır. Özellikle tedavi planı değişikliği, işten izin alma ve işe döneceğiniz muhtemel tarih hakkında bilgi vermeniz önem taşır.
- (Açıkladıktan sonra) Hastalığınız hakkında blog tutun. Blog tutmak kendi hikayenizi anlatmanıza fırsat verir ve bunun yanısıra gelişmeler hakkında sürekli iş arkadaşlarınızın sorularını yanıtlamak zorunda kalmazsınız. CarePages (Everyday Health ağının bir parçası) ve Caring Bridge blog tutmak için ücretsiz ve basit platformlar sunmaktadır.
Sonuç olarak, dava vekili Fred Hertz’ün tavsiyesini dikkate alın: ‘’Ağırdan alın, açıklamalarınızda dikkatli olun ve iş yerindeki kişilerin tepkilerine oldukça dikkat edin.’’
Tavsiyelerimden sizin payınız ne? Veya hastalığınızı süpervizör veya iş arkadaşlarınıza açıklarken neler yaşadınız?
Sağlık Editörü