Kalbin bu şekilde düzenli ve sürekli olarak koordineli olarak çalışması kalbin içinde yer alan özelleşmiş bir ileti yollarının varlığı ile olur.
Kalbimiz,4 boşluktan oluşur;2 kulakçık ve 2 karıncık. Kulakçıklar kalbin temelde rezervuar görevi görür ve vücuttan gelen oksijenden eksik kanın sağ karıncığa ve akciğerlerden gelen oksijenden zengin temiz kanın sol karıncığa uygun zamanda iletilmesi işlevini yerine getirirler. Karıncıklar ise kalbin temelde pompa görevini üstlenen ve akciğerler ile vücuda kanı pompalayan esas kısmını oluştururlar. Kalbin işlevini yerine getirebilmesi için kulakçık ve karıncıkların hem koordineli şekilde ve aynı zamanda uyumlu bir şekilde çalışması gerekmektedir. Bu uyum ve koordinasyonun sağlanması ise kalbin ileti sisteminin temel görevlerindendir.
Kalbin ileti sistemi
1-Sinüs düğümü;kalbin ana jeneratörü
2-Kulakçıklar arası özel ileti yolları
3-Atriyoventriküler kavşak;4 boşluğun kesişme noktasında yer alır.
4-İleti yolları(His-Purkinje sistemi);karıncıklar içinde iletinin hızlı ve koordineli olarak iletilmesini sağlar
Sinüs düğümü; kalbin temel jeneratörüdür. Dakikada 60-100 vuru/dk arasında uyarı çıkaran merkezidir. Kalbin sağ kulakçık kısmının tavanında yer alır. Kalbin içinde sinüs düğümü dışında kendiliğinden uyarı çıkarabilen diğer jeneratörlerde mevcuttur. Ancak bu jeneratörlerin uyarı çıkarma hızı sinüs düğümünden daha yavaştır. Bu yüzden Sinüs düğümü esas jeneratör görevini üstlenir. Diğer jeneratörler ise kalbin yedek jeneratörleridir ve Sinüs düğümünün çalışmasında azalma olması veya iletinin ileti yollarındaki problemlerden dolayı kalbin içinde ilerleyememesi durumunda (bloklar) kalbi korumak için var olan yedek jeneratörlerdir.
Sinüs düğümünden çıkan uyarılar ise kulakçıklardaki kas hücreleri arasında yayılarak atrioventriküler düğüm adı verilen,kalbin 4 boşluğunun kabaca kesişme noktasında yer alan kavşak noktasına ulaşır. Elektriksel uyarının karıncıklar içinde hızlı ve koordineli olarak iletilerek kalbin en optimal şekilde çalışması için bu iletilerin tek bir elektriksel yol vasıtası ile kalbin içinde hızlı ve ardışık bir şekilde yayılmasına yol açan bir ileti yollar ağına ihtiyacı vardır. Bu amaç ile iletinin karıncıklara tek bir yoldan iletilmesi için kalbin kulakçıkları ile karıncıklara arası atriyoventriküler düğüm dışında elektriksel olarak izoledir. Yani sinüs düğümünden çıkan elektriksel uyarılar karıncıklara sadece tek bir noktadan girerek iletilir (AV düğüm;AV kavşak). AV kavşağın diğer bir rolü ise karıncıkların kulakçıklardan gelen kanla tam optimal olarak dolu iken kasılmasını sağlamaktır. Bu yüzden elektriksel uyarı sinüs düğümünden kavşak noktasına geldiğinde burada biraz yavaşlar. Bunun amacı kan kulakçıklar ile karıncıkların ardışık olarak ve koordineli olarak kasılmasını sağlamaktır. Yani karıncıkların;kulakçıkların kasılıp her iki boşluk arasında bulunan kapakçıkların açılıp kanın karıncıklara iletilmesi ve bu kapakların tekrar kapanmasını takiben kasılmasının sağlanması gerekir. Bu da elektriksel uyarının kulakçıklardan karıncıklara doğru ilerlerken arada bir yerde yavaşlaması ile olur. Bu yerde kavşak bölgesidir. Normalde sinüs düğümünden çıkan elektriksel bir uyarının kalbin tümüne ulaşması 250-300 msn sürer.
Kalbin ana uyarı çıkaran merkezi Sinüs düğümü olduğu için normalde insanlarda gözlenen kalp ritmi sinüs ritmi olarak adlandırılır. Uyarıların sinüs düğümü dışında kalbin içinde başka bir odaktan çıkması,iletinin yayılımında görülen bozulmalar veya iletinin kalbin içinde yayılmasında bozulma olması aritmi olarak adlandırılır. Aritmi,kelime anlamı olarak gerçekte ritmin olmaması anlamına gelmekle beraber,yaygın kullanımı nedeni ile ritim bozukluklarını tarif etmek için kullanılır.
Aritmiler,sıklıkla zeminde kalp hastalığı olan kişilerde görülmekle beraber,sağlıklı herhangi bir kalp problemi olmayan kişilerde de görülmesi nadir değildir. Bu yüzden ritim bozukluklarında öncelikli olarak ritim bozukluğunun ne olduğunun ortaya konması,ardından ise zeminde bu ritim bozukluğuna yol açan herhangi bir yapısal kalp hastalığı olup olmadığının belirlenmesidir. Aritmiler,bazen kalp dışı diğer sistemik hastalıkların bir sonucu (anemi,tiroid bezinin az veya fazla çalışması,bazı hormonal hastalıklar,bazı bağ dokusu hastalıkları gibi) olarak da görülebilir.
Ritim bozukluğu olan hastaların bir kısmı bu problemlerinden habersizdirler. Ancak rutin muayene sırasında veya başka bir amaç için elektrokardiyografi çekimi sırasında saptanırlar. Ancak hastaların önemli bir kısmı;çarpıntı,kalp atışlarında düzensizlik,kalbinin duracak gibi olması hissi,göğsünde kuş çırpınma hissi,boşluk hissi,başdönmesi,bayılma,efor kapasitesinde azalma ve nefes darlığı gibi şikayetler ile başvururlar.
Çarpıntı,kelime anlamı olarak kişinin kalp atışlarını hissetmeye başlamasıdır. Normalde,insanlar kendi kalp atışlarını hissetmezler. Bazen kalbin kuvvetli atmasına yol açan durumlarda (kansızlık,yüksek tansiyon,tiroid bezi hastalıkları,kalp kapak hastalıkları vb gibi) insanlar kendi kalp atışlarını hissederler ve bunu çarpıntı olarak tarif edebilirler. Bu gibi durumlarda çarpıntı,gerçekte bir ritim bozukluğunun sonucu olmaz.
İnsanlar özellikle erken atım adını verdiğimiz durumlarda,yani sinüs düğümü dışında kalbin diğer herhangi bir noktasından zamanından önce çıkan vurular,kalp atışlarında tekleme,kalbinin duracak gibi olması,yada göğsünde veya başında kuvvetli bir atım gibi şikayetler hissedebilirler.
Kalp hızının yavaşlamasına yol açan ritim bozukluklarında ise,başdönmesi,bayılma veya eforla nefes darlığı ve başdönmesi gibi şikayetler görülebilir. Özellikle kalp ritminde duraklama olması ve bu duraklamaların insanların aktif olduğu saatlerde 3 sn ve üzerinde olması durumunda başdönmesi ve bayılma gibi şikayetler görülebilir. Ancak özellikler uyku sırasında 3 sn ve üzeri duraklama görülmesi her zaman anormal değildir. Ayrıca bu duraklamaların tedaviye ihtiyaç gösterip göstermediğine karar verilirken bu duraklamalar ile kişilerin şikayetlerinin eşleştirilmesi gerekmektedir. Hastalarda hiç bir şikayet yok iken nabız hızında yavaşlama veya kalp ritminde bir duraklama görülmesi her zaman anormal olarak kabul edilmemelidir ve bu gibi durumlar herz aman tedavi ihtiyacı göstermezler. Bazı durumlarda kalp hızının çok fazla olduğu durumlarda bayılma ve başdönmesi gibi şikayetler görülebilir. Özellikle çarpıntı hissi ile birlikte bayılma,başdönmesi veya göğüs ağrısı gibi eşlik eden şikayetler görülüyor ise bu durumun ciddiyetine işaret eder.
Aritmilerin önemli bir kısmı hayati tehlike yaratmazlar. Ancak bazı yapısal kalp hastalıklarının varlığında ve bazen de bazı özel kalbin elektriksel hastalıklarında hayati tehlike söz konusudur.
Prof. Dr. Sinan Dağdelen