Kalp hastaları için oruç sakıncalı mı?
Bu sorunun tek bir cevabı yoktur… Kalp ve damar hastalıkları,yüksek tansiyon hastalığı çok geniş bir yelpazeyi oluşturuyor. Oruç tutmasının kesinlikle yasak olduğu hastalar olduğu gibi,bir takım önlemlerle rahatlıkla oruç tutabilecek hastalar da var. Oruç tutma karan vermeden önce bu rahatsızlıkları olanların hangi grupta olduklarını mutlaka doktorlarına sormaları gerekiyor. Günlük hayatta tüm aktivitelerini sorunsuz yerine getirebilen,mevcut kalp damar hastalığı veya tansiyonu tedaviyle kontrol altında alınmış olan,öğle saatlerinde ilaç tedavisi alması gerekmeyen,açlık süresince yoğun fiziksel aktivite yapmak zorunda olmayan ve bu sağlık sorununun yanı sıra diyabet hastalığı olmayanlar için oruç daha güvenlidir. Dolayısıyla hastaların kendi doktorlarıyla konuşmadan oruç tutmamaları gerekiyor.
Kalp ameliyatı olmak çoğu kez hastalığın tedavi edilmiş veya kontrol altına alınmış olduğu anlamına geliyor. Bu yüzden doktordan izin almak koşuluyla,damar ve kapak ameliyatı olanlar oruç tutabilirler. Ancak ameliyatın erken döneminde,yani ilk 3 ay çoğu kez oruca izin verilmiyor.
Kalp ve tansiyon hastalan için orucun hem 16 saatlik uzun açlık dönemi hem de iftar sonrası ayrı riskler taşıyor. Özellikle sıcak havalarda uzamış olan açlık,su ve tuz kaybına,kan şekerinin düşmesine,metabolizmanın yavaşlamasına ve tansiyonun düşmesine veya aniden yükselmesine neden olabiliyor.
Orucun iftar sonrası bölümünde ise ani ve aşın miktarda yemek yemek ve su içmek,peş peşe sigara içmek,üzerine çay ve kahve tüketmek,gerek halsizlik gerekse aşın yemek nedeniyle fiziksel aktiviteden kaçınmak en sık yapılan yanlışları oluşturuyor. Tüm bunlar tansiyonun çok yükselmesi,kalp yetersizliği atağı,kalpte ritim bozuklukları,kan şekeri yüksekliği ve artmış kalp krizi riskiyle sonuçlanabiliyor.
Kalp hastaları ramazanda en az 2 ana 1 ara öğün beslenmeliler. İftarda tuzdan uzak durup,yemekten 2 saat sonra ara öğün olarak tatlı yerine meyve veya diyet dondurma yemeli.
Sahurda tokluk hissi yaratacak çorba,kepekli ekmekle kahvaltı,şekersiz meyve kompostosu öneriliyor.
Yemek mümkün olduğunca uzun sürede,daha da iyisi ikiye bölünmüş olarak yenmeli,sofradan henüz tam doyma hissi olmadan kalkılmalı. Yemekle birlikte aşın ve hızlı su tüketiminden de kaçınılmalı.
Çünkü midenin aşın gerilmesi kalp ritmini bozabiliyor ve sıklıkla kalp krizi şikâyetleriyle karıştırılabilen mide reflüsüyle sonuçlanıyor. Yemekten en az 1 saat sonra da kısa,yorucu olmayan (20 dakikalık yürüyüş gibi) fiziksel aktivite yapılmalı.
Dr. Nazan Kanal