Meme ve yumurtalık kanserleri,kadınlarda en çok görülen kanser türlerinin başında geliyor. Kadın sağlığını tehdit eden hastalıkların başında gelen meme ve yumurtalık kanserlerinde genetik faktörlerin rolü büyük. Ancak günümüzde genetik yatkınlık testleri ile kanser riski erkenden saptanabiliyor. Erken saptanması ise hastalık oluşmadan önlem almak açısından büyük bir avantaj sağlıyor. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi,Tıbbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. M. Cengiz Yakıcıer,günümüzde yapılan genetik testler ve check-up’lar sayesinde,birçok ciddi hastalık riskinin saptanabildiğini belirtiyor. İşte meme ve yumurtalık kanserinde riski arttıran BRCA 1 ve BRCA 2 gen testleri bunlardan yalnızca iki tanesi…
Genetik yatkınlık testi ile genler araştırılıyor
Bir ailede 3 kuşak içinde 2 veya daha fazla meme ya da yumurtalık kanseri öyküsü olması,ailede meme ya da yumurtalık kanseri ile ilişkili bazı genetik hasarların (mutasyon) olması ve bu hasarların aile bireylerine kuşaktan kuşağa geçmesi ihtimalini gündeme getiriyor. Bu durumdan pek çok gen sorumlu. Bu genlerden en çok bilinen ikisi BRCA 1 ve BRCA 2 genleri. Herhangi bir kadında BRCA 1-2 geninde hasar varsa kadında meme ve yumurtalık kanseri görülme olasılığı,çok erken yaşlardan başlayabilmek suretiyle 70 yaşına kadar yüzde 80’lere kadar yükseliyor. İşte bu gen hasarları,genetik yatkınlık testi ile ortaya çıkıyor.
Prof. Dr. Yakıcıer,yüzde 80’lerin üzerinde çıkan bir risk oranında,Anjeline Jolie’de olduğu gibi,o hastalığın 70-80 yaşına kadar mutlaka ortaya çıkacağının bilimsel olarak doğrulandığını söyleyerek sözlerine şöyle devam ediyor:"Dolayısıyla buna bir şekilde müdahale edilmesi gerekir. Yine burada kişinin durumuna göre cerrahi bir müdahale ya da kemoprovansiyon denilen yeni bir takım kimyasal ajanlarla koruma önerilebiliyor. Ya da sık kontrollerle hastalık ilerlemeden erken safhada hastalık yakalanıp,tedavi sağlanabilir."
Ailesinde meme kanseri öyküsü bulunanlar yaptırabilir
Prof. Dr. Cengiz Yakıcıer’e göre bazı özellikleri olan kadınlar,bu testleri yaptırarak önlem alabilirler. Kimler risk altında olabilir sorusunu da şöyle yanıtlıyor:
-Ailesinde menopoz öncesi ortaya çıkmış meme veya yumurtalık kanseri akrabası olanlar
-Ailesinde birden fazla kuşakta ikiden fazla meme veya yumurtalık kanseri vakası olanlar
-Ailesinde erkek meme kanseri vakası olanlar
-Ailesinde meme veya yumurtalık kanserine ek olarak kolon,mide gibi başka oran kanseri vakaları olanlar
-Ailesinde meme veya yumurtalık kanserine ek olarak otistik bireyler ya da başka doğumsal anormallik vakaları bulunanlar.
Genetik testi yaptırabilmek için uzman görüşü şart
Testi yaptırmak için bir cerrah,onkolog veya genetik uzmanının talepte bulunması gerekiyor. Uzmanlar,BRCA1 ve BRCA2 testinin her kadın için gerekli olmadığını belirtiyor.
Test için önce hastanın detaylı aile bilgisi alınarak aile ağacı çıkartılıyor. Yukarıda belirtildiği gibi bazı kriterler tamamlanıyor ise ailede kanser geliştiren bir bireyden kan örneği alınıyor. Sonuçlarsa iki ayın sonunda belirleniyor.
Prof. Dr. Yakıcıer,bu teste tabi tutulan hastada BRCA1 veya BRCA2 genlerinden birinde bozukluk tespit edilmesinin sadece hastayı değil yakınlarını da ilgilendirdiğini vurguluyor. Çünkü bu durumda ailenin diğer kadınlarının da kontrol altına alınması önemli. Ayrıca bu bozukluğun saptanması ailedeki erkekleri de etkiliyor. Araştırmalar,bu genlerin ailedeki erkeklerde de prostat kanseri riskini arttırdığını gösteriyor.
Ailesinde meme kanseri öyküsü olmayanlar da genetik test yaptırabilir
Ailenizde hiç meme kanseri öyküsü yok ama meme kanserinin her 12 kadından birinde görüldüğünü bilip,kendi adına tedirgin olan kadınlar bu testi yaptırabilirler mi?
Prof. Dr. bu soruya "evet"diyerek yanıtlıyor. Ailesinde bariz kanser öyküsü olmayan kişilere de BRCA1 ve BRCA2 testi dışında başka genetik testler uygulanarak meme kanseri riski belirlenebiliyor.
Alınacak önlemler kişiye göre değişiyor
Cengiz Yakıcıer,hangi durumların takip altında olması,hangilerine müdahale edilmesi gerektiğini şöyle açıklıyor;"Yatkınlığa neden olan geni ve bu gendeki bozukluğu bulduğumuzda riski çok rahatlıkla belirleyebiliriz. Ondan sonra kişinin yaşadığı yere,sosyal statüsüne,mesleğine,yaşına,çocuk sahibi olup olmamasına veya çocuk isteyip istememesine göre hastayı takip eden cerrah ve onkologla birlikte değişik alternatifler sunabiliriz."
BUNLARA DİKKAT!
– Türkiye’de her 10 kadından birinde meme kanseri riski var.
– Ülkemizde meme kanseri riski doğudan batıya doğru gidildikçe artıyor.
– Meme kanseri geliştirmiş kişilerin hayatta kalma şansı ise batıdan doğuya gittikçe azalıyor.
– Çocuk sahibi olma yaşı,çocuk sahibi olma durumu,emzirme ile birlikte meme kanseri riskleri azalıyor.
– Kendi imkanlarıyla genetik yatkınlık testi yaptıran ve yüksek bir risk taşıdığı belirlenen kadınların ameliyat masrafları SGK tarafından karşılanıyor.
Sağlık Editörü