Bitmeyen tatil ödevleri ve “Ben sana daha önce yavaş yavaş ödevlerini yap dememiş miydim?”,diyen annelerin sesleri birçok evden yükseliyordur. Güzel bir yaz tatili geçiren ve okulun hiç açılmayacağı hayaliyle yaşayan öğrenciler,artık gerçekle yüzleşmeye ve sorumluluklarını hatırlamaya başlıyordur. Rahatlık içinde geçen 3 ay sona ermiş,bu yılki yeni derslerin ve daha zor bir seneye başlamanın verdiği heyecan ile biraz da korku öğrencilerin içinde filizlenmeye başlamıştır.
Bu Sıkıntılı Okul Öncesi Dönem Nasıl Sorunsuz Atlatılabilir?
– Öncelikle kalan ödevler önem sırasına göre listelenmelidir.
– Kalan süre en etkin şekilde kullanılmak üzere ebeveyn/öğretmen/danışman ile çalışma programı yapılmalıdır.
– Bu program gece gündüz çalışma şeklinde değil,tatile de devam edebilecek şekilde yapılmalıdır.
– “Ben sana söylememiş miydim?”,gibi cümleler kurulmamalıdır. Zaten olan olduğu için,bunları söylemeniz çocuğunuzun sizinle tartışması ve çalışmamaya devam etmesi ile sonuçlanacaktır.
– Tamamlaması gereken ödevler/görevler konusunda geç kaldığını,bu nedenle kızgın olduğunuzu ama yine de elinizden gelen yardımı yaparak yanında olduğunuzu belli etmelisiniz.
– Yardım etmek,onun yerine sorumluluklarını yerine getirmek anlamına gelmez. Sadece sorumluluklarını yerine getirmesinde yol gösterici olmalısınız.
– Küçük motivasyonlarla durumu eğlenceli hale getirebilir,iyi çalıştığı günün sonuna onu mutlu edecek bir aktivite planlayabilirsiniz.
– Onu önemsediğinizi hissettirecek şekilde konuşmalısınız. Aşağılamak ya da tembel olarak nitelemek hiçbir işe yaramayacağı gibi yeni öğretim yılına başlarken daha en baştan çocuğunuzla olan ilişkilerinizi de bozacaktır.
– Konuşmanızın tek taraflı(monolog) olmamasına özen göstermelisiniz. Ödevler veya çalışılması gereken konular ile ilgili nasıl bir plan tasarladığını sorunuz. Eğer bir planı yoksa,onunla birlikte birkaç seçenek oluşturun ve bunu başarabileceği konusunda onu destekleyin.
Okulların Açılması ve Tatilin Sona Ermesi İle İlgili Öğrenciler Neler Düşünür?
Öğrencilere göre okula başlamak şu anlamlara gelmektedir;
– Tatil kısa okul dönemi uzun,bu haksızlık!
– Erken kalkmak
– Daha zor bir seneye başlamak
– Daha az televizyon/bilgisayar/play station
– Ödevler ve projelerin başlaması
– Dışarıya daha az çıkmak
– Eve geç gelmek
– Yorgunluk
Öğrencilerin büyük bir kısmı erken kalkmaktan yakınır. Okula gidiş zamanının kademeli olarak erkene çekilmesi fikri öğrenciler arasında çok fazla talep görmektedir. “Keşke birden dersler başlayıp,bu kadar tatilden sonra şok etkisi yapmasa,daha alışarak başlasak”diye düşünürler.
Hepsi olmasa da öğrencilerin bir kısmı okulun başlamasını tedirgin edici bir durum olarak görür. Bazıları ise aşırı hassas davranarak,bu duygu durumlarını depresyona kadar sürükleyebilmektedir. Çocuğunun hassas olduğunu düşünen ailelerin daha dikkatli davranması önemli bir gerekliliktir. Sene başında dersleri bu gibi nedenlerden kaçıran çocukların daha sonra kendilerine olan öz güvenleri azalabilmekte ve bu durum sadece derslerle kalmayıp arkadaş ilişkilerinin bozulmasına da neden olabilmektedir. Bu tür aileler çocuklarını okula yavaş yavaş adapte etmeye çalışmalı ve gerekirse profesyonel yardım almalıdırlar.
Dr. Arzu Önal