Annenin kan dolaşımına suyun girmesi sonucu teorik de olsa su embolisi olasılığından bahsedilmektedir. Bazı çalışmalarda suda doğum sırasında annede daha fazla sayıda ve daha ciddi doğum kanalı yırtıkları ortaya çıktığı ileri sürülürken bunun tam tersini bildiren çalışmalar da vardır. İngiltere’de yapılan bir çalışmada olası su aspirasyonu ifade edilmiştir. Bebeğin doğum kanalından çıktıktan sonra akciğerlerine su soluması olasılığı vardır. Bu durum doğumdan hemen sonra suyun içinde sıkışmasıyla olur ve bebek suyu nefes olarak alır. Normalde bebek kanaldan doğduktan sonra hava ile solunum yapar ve ardından göbek kordonu kesilir. Bu nedenle suda doğumda bebek su yüzeyine çıkarıldığında göbek kordonu kesilmelidir ve kordonun bebek sudan çıkmadan kesilmemesine dikkat edilmelidir. Suda doğumla ilgili bir başka risk de enfeksiyon olasılığındaki artıştır. Doğum eylemi sırasında suya karışan kan ve dışkı hem anne hem de bebek için risk yaratır. Her ne kadar sudaki anneye ait dışkı su dışına alınsa da su hiçbir zaman temiz olmamaktadır.
Kordon kopması riskli bir durumdur
Suda doğum sırasında karşılaşılan ve önceden kestirilemeyen bir başka risk de kordon kopmasıdır. Özellikle bebeğin göbek kordonunun kısa olması durumunda aniden su yüzüne çıkan bebeğin kordonu kopabilir ve bebek kan kaybedebilir.
Doğumun nasıl olacağını hamilelik süreci belirler
Sonuç olarak her gebe farklıdır,her gebenin gebelik süreci de farklıdır. Bu yüzden doğumun hangi yöntemle gerçekleşeceği anne adayının da fikri ve isteği göz önünde bulundurularak gebelik şartlarına uygun biçimde,gebeliği takip eden kadın doğum uzmanı tarafından belirlenmelidir. Günümüzde diğer doğum yöntemlerinin anne ve bebek açısından konfor ve emniyeti göz önüne alındığında suda doğum için biraz fantastik yaklaşım olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Prof. Dr. İsmail Çepni