YENİ YILDA SAĞLIĞIN ANAHTARI SİZDE OLSUN
Yepyeni bir yıl ile birlikte daha önce kazanılmış yanlış beslenme alışkanlıklarını değiştirmek adına yeni adımlar atmanın ve doğru bilinen yanlışların üstesinden gelmenin tam zamanı işte beslenmeye dair birkaç ipucu;
•Besinlerden gelen enerjiyi yepyeni bir yıla yansıtmak adına tüm besin gruplarının beslenme programınızda yer almasına izin verin.
•Bir sağlık sorununuz yoksa tüm besinler belirli ölçüler dahilinde vücut için gereklidir. Yeni yılda kendinize “YASAK”lar koyup “CEZA”landırmayın. Sağlık sorunları eşliğinde ise porsiyon miktarları kısıtlanabilir ya da yanında bir dengeleyici besin öğesi yer alabilir.
•Yeni yılda kendinizi aç bırakarak ya da öğün atlayarak zayıflatmayı denemeyin. Vücudumuz zaten bu strateji karşısında ne yapacağını çok iyi biliyor ve gelen tüm enerjiyi depolayarak kendini savunmaya geçiyor.
•Yeni yılda doğanın bize sunduğu dört mevsimin yetiştirdiği besinleri tüketmeye çalışın. Mevsiminde tüketilmeyen konserve gıdalar eşliğinde aldığımız kimyasallar vücudumuzda obesogens olarak çalışarak hormon benzeri bir işlevle yağ dokusu sentezini artırır.
•Karbonhidratları suçlamayın ve onlara bir şans daha verin unutmayınki enerjinin %55-60’ı karbonhidratlardan gelmek zorundadır ve karbonhidratlar vücudun birincil enerji kaynağıdır. Gün içinde 6-8 porsiyon ekmek grubunun (1 ince dilim ekmek,3 çorba kaşığı pilav veya makarna,1 kepçe çorba vb. 1 porsiyona eş değerdir) ve 3-5 porsiyon meyvenin beslenme programınızda yer almasına izin verin.
•Kırmızı et,tavuk eti ve balığı beslenme programınızda dönüşümlü olarak kullanın. Kırmızı etin çoğu zaman beyaz ete kıyasla yağ içeriği daha yüksektir fakat içeriğinde bulunan demir mineraliyle birlikte bağışıklık sistemi ve bilişsel performansta büyük önem taşımaktadır. Tüm bu özellikler göz önünde bulundurularak beslenme programlarında haftada 2-3 kez tavuk eti haftada 1-2 kez balık ve haftada 2-3 kez kırmızı ete yer verilmelidir.
•Et yemekleri ve et içeren yemeklere yağ ilave etmeyin. Vücudun ihtiyacından fazla alınan ve karbonhidrat ve proteinlere göre daha fazla enerji içeren yağ grubu;yüksek kolesterol,damar sertliği,kalp hastalıkları ve insülin direnci gibi birçok hastalığa davetiye çıkarabilir.
•Özellikle çocukların büyüme gelişmesinde büyük önem taşıyan süt ve süt ürünleri içeriğindeki kalsiyum ile birlikte kemik ve diş sağlığı adına da büyük önem taşıyor. Yeni yılda günlük 2-3 porsiyon süt ve yoğurt tüketimine özen gösterin. Son yapılan çalışmalar kalsiyum içeren beslenmenin obezite tedavisinde de kilo verme hızını artırdığını göstermiştir.
•Gün içerisinde 2-3 porsiyon sebze,3-5 porsiyon meyve tüketimi,tam tahıl ürünleri ve haftada 2-3 kez kurubaklagil tüketimiyle birlikte yeterli posa alımını sağlayarak kabızlıktan başlayarak kanser,iskemik kalp hastalıkları,divertiküler kolon hastalığına kadar pekçok hastalığı yepyeni bir yılla birlikte kendinizden uzaklaştırın.
•Tuzun sadece tuzluklar içerisinde yer almadığını unutmayın. Besinlerin çoğu kendi içeriğinde barındırdığı sodyumla ve kimi besinlerden yapım aşamasıyla birlikte belirli bir miktar tuzu zaten bünyelerinde barındırıyor. Bu nedenle gün içerisinde tuz yerine alternatif baharatların kullanımı öne çıkarabilir.
•Çalışma hayatında çok fazla tüketilen çay ve kahve ve beraberinde alınan şeker kilo alımı ve anemiyi tetikler özellike kahvenin içeriğindeki kafein miktarından dolayı günde maksimum 2 kupa olarak belirlenmesi çay alımınında açık olarak limon ilaveli günlük 3-4 fincanı geçmemesi yepyeni bir yıl için atıcak olumlu adımlardan biridir.
•Yeni yılda yaşlanmayı geciktirmek,bağışıklık sistemini güçlendirmek ve kanser riskini azaltmak adına E vitamininden zengin kuruyemişleri (günlük 4 yarım ceviz veya 10-15 adet fındık gibi.) tüketimini de unutmayın.
•Spor yapmayı ihmal etmeyin ve yağ asitlerinin 20-25 dakikadan sonra yakılmaya başladığını göz önüne alarak haftada 3-4 kez yapacağınız 40-45 dakikalık tempolu yürüyüş vücut yağlarının verimli bir şekilde yakılmasını sağlayacaktır. Fakat asla yağlarınızın kasa dönüşmesini beklemeyin kas bir doku yağ ise maddedir.
•Yeni yılda,geçtiğimiz yıllarda vücudumuzda yaşam koşulları ve strese bağlı biriken tüm toksinleri ve dolayısıyla negatif enerjiyi atmak adına günlük 2-2,5 litre su içmeye özen gösterin ve bu sıvı alımını böbrekleri yormamak adına birkaç saaate değil tüm gün içerisinde tüketin.
Dyt. Dyt. melis Torluoğlu