Hareketsiz yaşam,yanlış beslenme nedeniyle obezite,günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri haline geldi. Obezite artmaya devam ederken bir yandan hem sağlıklı yasamak hem de ince görünmek için zayıflamak adeta bir tutku halini aldı. Ancak bu tutkunun daha hızlı gerçekleşmesi için çok sayıda kişi zayıflama ürünleri kullanıyor. Bu nedenle dünyada olduğu gibi ülkemizde de zayıflama ürünleri son yıllarda popüler oldu.
Zayıflama ürünleri için ABD’de her yıl yaklaşık 35 milyar dolara yakın para harcanıyor. Türkiye’de de yine zayıflamak amacıyla bitkisel ürünlerin tüketiminin arttığını söylemek mümkün. İlaçların aksine bu ürünlerin satışa sunulmadan önce ABD’de Amerikan Gıda ve ilaç Dairesi’nden (FDA),Türkiye’de ise Sağlık Bakanlığından onay alma şartı bulunmuyor,içeriğinde birçok tehlikeli maddeyi barındırabilen bu bitkisel ürünlerin hekim kontrolünde tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Aile Hastanesi Bahçelievler İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Uslu,"Bu ürünleri satın alan kişiler bitkisel olması nedeniyle zararsızdır diye düşünerek alıyor. Ancak içeriğinde birçok kimyasal maddeler bulunabiliyor. Bunların bazıları da sağlığa zarar verebiliyor"diyor. Dr. Ahmet Uslu,zayıflattığı öne sürülen 9 bitkiye karşı da dikkatli olunması gerektiğini belirterek bunları söyle sıralıyor:"Mate yaprağı,funda yaprağı,biberiye,kekik,yeşil çay,at kuyruğu,limon yağı,ardıç tohumu,acı biber."Zayıflama ürünleri konusunda çok dikkatli olunması gerektiğini ve hekime danışmadan bu tür ürünlerinin kullanılmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Ahmet Uslu,bu konuda merak edilen soruları şöyle yanıtlıyor:
Zayıflama ürünlerinin güvenilir olup olmadığı nasıl anlaşılabilir?
Bu nedenle piyasada bulunan ve özellikle bitkisel birçok ürünün içeriği tam belli olmadığı gibi ürünün içerdiği etken madde miktarı,seriler arası büyük farklılık gösterebiliyor. Ülkemize ithal edilen ürünlerin yeterlilik ya da güvenilirliğinin çok iyi değerlendirilmesi ve ona göre ithal izni verilmesi gerekiyor. Aksı takdirde söz konusu ürünlerin bilinçsiz kullanımına bağlı olarak pek çok sağlık problemleri ile karşılaşılabilir.
Bu tür ürünlerle ilgili tehlikeler nelerdir?
Satın alan kişiler tamamen bitkisel ürünler satın aldığını düşünürken içeriğinde pek çok kimyasal maddeler bulunması az rastlanan bir durum değildir. Amfetamin benzeri uyarıcı maddeler (Fenilpropanolamin,fentermin,fenfluloramin,deksfenfluramin,kafein],sibutramin,tiroid hormonlar,yohimbin (afrodizyak ve impotans ilacı) vb. içeren ürünler tüm dünyada yasal bir takım boşluklardan faydalanılarak üretilip satılabiliyor.
Kimi zaman FDA (Amerikan Gıda ve ilaç Dairesi) kimi zaman Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı vb. etiketlerle satılan ürünlerin pek çoğununun FDA ya da Sağlık Bakanlığı veri tabanlarında olmadığını,varsa da kullanım amacının farklı olduklarını görebilirsiniz. Örneğin;bitkisel ürün kullanıyorum derken belki olması gerektiğinin çok üzerinde sibutramin alıyor olabilirsiniz ki bu ve benzeri ilaçların kullanım şekli ve dozu doktor tarafından ayarlanmadığı takdirde olası kardiyak etkileri nedeniyle hayati risk ortaya çıkabilir.
Ülkemizde de sibutramin içerdiği tespit edilen ve bu nedenle satışı durdurulan bitkisel ürünler olduğunu unutmayalım.
Zayıflamak için neden önce hekime ve beslenme uzmanına gitmek gerekiyor?
Zayıflamak isteyen bir kişi tabi ki öncelikle bir doktora başvurmalıdır bu iki nedenle önemlidir:
Birincisi kilo fazlalığına neden olan metabolik bir bozukluk var mı varsa tedavisi ne olmalı? ikincisi eşlik eden başka sağlık problemleri varsa diyet ve egzersize uygun mu? Bunun için gerekli araştırmaların yapılması,egzersiz açısından kalp sağlığından değerlendirilmesi,gerekir.
Sonrasında şayet altta yatan hipotiroidi,metabolik sendrom ve diyabet gibi hastalıklar varsa diyet ve egzersiz programları mevcut kilo ve aktivite düzeylerine göre düzenlenmelidir. Örneğin diyabetik bir kişi diyete başladıysa kullandığı ilaç dozlarının azaltılması gerekebilir. Kilo fazlalığı olanlarda kalp hastalığı ya da tansiyon hastalığı varsa mutlaka kontrol altına alınmalıdır. Diyet değişikliği ya da yoğun yapılan spor,inme ve kalp krizi gibi durumları tetikleyebilir.
Bıı ürünlerin ne gibi zararlı etkileri söz konusu oluyor?
Zayıflama amacıyla kullanılan ilaçlar ya da bitkiler genel olarak iştahı azaltarak,barsaklardan gıdaların emilimini bozarak (veya atılımını hızlandırarak),metabolizmayı uyararak veya idrar söktürücü etkileri ile kilo verdirir.
Her bir etki mekanizmasının getirdiği bir takım olumsuzluklar ve yan etkiler söz konusu olabilir. Örneğin idrar söktürücü kullanıldığında vücutta sıvı kaybına bağlı kilo kaybı görülür ki kalıcı bir sonuç olmadığı gibi sıvı elektrolit bozukluklarına sebep olabilir ve bu da yatkın bireylerde kalpte ritim bozukluklarına böbrek fonksiyonlarında bozulmalara yol açabilir
İştah azalması yapan ilaçların pek çoğu amfetamin ve efedrin gibi doping ilaçlarına yakın benzerlik gösterir bağımlılık yapabilir. Kalp ve akciğer problemlerine ya da sara nöbetlerine yol açabilir. Bir başka korkulan yan etkileri de karaciğer hasarlarıdır. Barsaklardan emilımı bozan ilaçlar ya da bitkiler çoğunlukla müshil etkisi göstermektedir.
Uzun süre kullanımı barsak alışkanlıklarında değişme,yağda eriyen vitaminlerin emiliminde bozulma vb. yan etkilere yol açar.
Metabolizmayı hızlandıran ve uyaran ilaçlar tansiyon yüksekliği,kalp ritim problemleri gibi yan etkiler yapabilir. ilaç yada bitki karışımlarının hepsi uygun kullanılmadığı takdirde tehlikeli olabilmekle beraber özellikle metabolizma hızını artıran ve iştahı baskılayan merkezi sinir sistemi üzerine etkili ilaçlar,potansiyel olarak ölümcül olabilir.
Gizli ya da aşikar kalp ve sinir sistemi bozuklukları olanlarla hipertansiyonu olanlar özellikle risk altındadır ve bu nedenle de diyet destek ürünleri kullanmadan önce mutlaka kardiyak yönden değerlendirilmelidirler. içerisinde bahsetmiş olduğumuz maddelerin olup olmadığını hastaların bilmesi mümkün olmadığı gibi basit testlerle de anlaşılamaz ancak gelişmiş laboratuvarlarda tespit edilebilir. Kaldı ki sadece bitki ekstreleri olsa dahi zararlı etkileri olmayacağını söylemek de pek mümkün olmadığı gibi kilo verdirici etkileri de çok net değildir.
Bu alanda sık kullanılan ürünler hangileridir?
Kilo verdirdiği iddia edilen ve sık kullanılan birkaç bitkiyi örnek vermek gerekirse:Mate yaprağı (cizvit çayı,Paraguay çayı vb. adlarla adlandırılır):içerisinde kafein bulunur ve uyarıcıdır. Fazla kullanımı çarpıntı,huzursuzluk,tansiyon yüksekliği vb şikayetlere neden olabilir.
Funda yaprağı:İdrar söktürücü ve müshil etkisi gösterir.
Biberiye:İdrar söktürücüdür. Peptik ülser hastalığı,düşük kan basıncı,pıhtılaşma bozuklukları ya da demir eksikliği anemisi olan hastalarda dikkatli kullanmak gerekir. Sekeri yükseltebilir.
Kekik:Kekik yüksek dozlarda olumsuz yan etkilere neden olabilir. Kekik ile ilişkili en sık bildirilen yan etkiler mide yanması,bulantı,kusma,ishal,baş ağrısı ve baş dönmesi. Tiroid hormonlarını azaltabilir. Bu nedenle hıpotiroidisi olanlar kullanmamalıdır.
Yeşil çay:Kafein içerir antioksidan özelliği mevcut olup kalp damar hastalıklarından korunmada etkili olabilir. Ancak aşırı tüketimi yine tansiyon yüksekliği,çarpıntı,huzursuzluk vb. etkilere neden olabilir.
At kuyruğu:İdrar söktürücü ve yara iyileştirici etkileri mevcut. Tüm idrar söktürücüler gibi kalıcı kilo kaybı yapmaz. Kan tuzlarında ve su düzeylerinde bozulma,tansiyon düşüklüğü,ritm bozukluğu,böbrek fonksiyonlarında bozulma vb yan etkileri olabilir.
Limon yağı:Demir emilimini artırıcı etkisi ve asidik yapısı nedeniyle anti bakteriyel özelliği mevcuttur. Ayrıca kan şekerini düşürmeye yardımcı olabilir.
Ardıç tohumu:İdrar ve balgam sökücü etkisi vardır ve iştah açar. Fazla kullanıldığında böbreğe toksik olabilir.
Acı biber:İçeriğindeki capsicum özü daha çok lokal etki ile ağrı hissini azaltmak için kullanılır. Aynı zamanda kendini savunma spreylerinde de kullanılan capsicum kilo verdirici etkisi yoktur.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Uslu,bitkisel ürün adı altında satılan ürünlerin kilo verdirici özelliklerinin,uyarıcı,idrar söktürücü ve müshil etkileriyle olduğunu,bazılarının da söylenenin tam aksine iştahı açtığını söylüyor. Dr. Uslu,bunları içeren ürünleri kullanmadan önce mutlaka hekime danışılmasını,eğer varsa kişinin mevcut hastalıkları için kullandığı ilaçlarla etkileşiminin olup olmadığının sorgulanmasının ve araştırılmasının çok önemli olduğunu vurguluyor.
Sağlık Editörü